Sivil Toplum Örgütlerinden Ortak Açıklama - 24 Ekim 2024

Türk Ceza Kanununda değişiklik öngören ve sivil toplumu tehdit eden aşırı geniş ve muğlak yeni yasa teklifi reddedilmelidir

Biz, aşağıda imzası bulunan örgütler olarak, milletvekillerini, “Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” başlıklı yeni torba yasa paketinde yer alan ve casusluk yasalarında değişiklik öngören yeni yasa teklifinin, Türk Ceza Kanununa 339/A maddesiyle eklenmesine ilişkin 16. maddesini derhal reddetmeye çağırıyoruz. Ceza kanunundaki ‘casusluk’ mevzuatında değişiklik öngören yeni madde, kamuoyunda ‘etki ajanı’ yasası olarak bilinmektedir ve “devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda” gerçekleştirilen fiilleri suç kapsamına almayı teklif etmektedir. Yasa teklifi, yürürlüğe girmesi halinde sivil toplumun ülkede özgürce faaliyet yürütme becerisine yönelik önemli bir tehdit oluşturacaktır.

5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) “Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk” başlıklı yedinci bölümüne 339/A maddesiyle “Devletin güvenliği ve siyasal yararları aleyhine suç işleme” başlığı altında yeni bir suç eklenmesini teklif etmektedir. Yürürlüğe girmesi halinde, sivil toplum örgütlerinin meşru faaliyetlerinin ciddi ölçüde engellenmesine ve aşırı geniş ve muğlak hükümleriyle bu faaliyetlerin kriminalize edilmesine yol açacaktır. Teklif edilen yeni torba yasa paketi 18 Ekim 2024 tarihinde Meclis Adalet Komisyonuna sunuldu ve 23 Ekim 2024 tarihinde komisyonda kabul edildi. Yasa teklifi sonraki adımda TBMM Genel Kurulunda oylamaya sunulacak.

Meşru sivil toplum faaliyetlerini suç kapsamına alıyor Yasa teklifi, sivil toplum örgütlerinin, devlet veya devlet dışı aktörler tarafından işlenen insan hakları ihlallerini belgelemek gibi meşru faaliyetlerini suç kapsamına alma riski taşımakta ve uzun süreli hapis dahil ağır cezalar öngörmektedir. Ayrıca, bu suçların cezası, “savaş zamanında” veya “devletin savaş hazırlığı veya askeri hareketleri” bağlamında işlenmesi halinde ceza sekiz ila on iki yıl hapis cezası olarak öngörülmektedir. İlgili suçların “milli güvenlik açısından stratejik önemi haiz birimler ile proje, tesis ve hizmetleri yerine getiren kurum ve kuruluşlarda görev yapanlar tarafından işlenmesi halinde” verilecek ceza bir kat artırılacaktır.

Aşırı geniş, muğlak ve suistimale açık Yasa teklifinin mevcut halinin olası suistimallere karşı yeterli güvence veya etkili hukuk yolu içermemesinden ve hangi belirli fiillerin suç teşkil ettiğine ilişkin açık ve net kriterler getirmekte yetersiz kalmasından kaygı duymaktayız. “Stratejik çıkar”, “talimat”, “organizasyon” ve “devletin iç veya dış siyasi yararları” gibi kavramlar son derece geniş ve muğlaktır. Yeterince açık tanımlanmamış veya aşırı geniş kapsamlı yasalar keyfi uygulamaya veya suistimale yol açabilir ve bu nedenle devlet yetkilileri tarafından muhalif olarak görülen kişileri hedef almak veya ülkedeki insan hakları ihlallerini belgeleyen örgütler gibi sivil toplum örgütlerini kriminalize etmek için araçsallaştırılabilir. Yasa teklifi yürürlüğe girerse, sivil toplum örgütleri, gazeteciler, insan hakları savunucuları da dahil olmak üzere herkesin bilgi talep etme ve edinme hakkını da içeren ifade özgürlüğü hakkı ihlal edilme riski altına girecektir.

Teklif edilen değişikliğin ilk fıkrası şu ifadeleri içermektedir:
“Bu Bölümde düzenlenen suçları oluşturmamak kaydıyla, Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda suç işleyenler hakkında üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası verilir. Fail hakkında hem bu suçtan hem de işlediği ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur.” Teklif gerekçesinde, yasanın, “casusluk amacıyla suç işleme” başlıklı yeni bir suç tanımlayarak “casusluğa karşı mücadeleyi daha etkin kılmayı” amaçladığı ifade edilmektedir. TCK’nın yedinci bölümü (326-339 arası Maddeleri) halihazırda, devletin güvenliğine ilişkin belgeleri ve/veya gizli bilgileri temin etme, yok etme veya açıklama gibi fiilleri ve siyasi ve askeri casusluğu suç sayan hükümler içermektedir. Bu tür fiillerin savaş zamanında işlenmesi veya devletin savaş hazırlığını veya askeri hareketlerini tehlikeyle karşı karşıya bırakması halinde ise üç yıldan ağırlaştırılmış müebbet hapse kadar değişen ağır cezalar öngörülmektedir.

Teklif gerekçesinde, Madde 339/A’nın, devletin “iktisadi, mali, askeri, milli savunma, kamu sağlığı, kamu güvenliği, kamu düzeni, teknolojik, kültürel, ulaştırma, haberleşme, siber alan, kritik altyapılar ve enerji” gibi çok çeşitli alanlardaki yararları bağlamında devletin iç veya dış siyasal yararlarına karşı gerçekleştirilen faaliyetlerin cezalandırılmasının amaçlandığı ifade edilmektedir. Gerekçe aynı zamanda, bu tür fiilleri işleyen kişinin, yabancı bir devletin yargı yetkisi altında bulunmayan organizasyonlar da dahil olmak üzere yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda hareket etmesi gerektiğini eklemektedir.

Kanunilik ve öngörülebilirlik prensiplerine aykırı Yasa teklifi ceza hukukunun temel bir kavramı olan öngörülebilirlik ilkesini de içeren suçta ve cezada kanunilik ilkesini ihlal ettiğinden, uluslararası hukuk ve standartların, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin yanı sıra Türkiye’nin Anayasası ile iç hukukuna da aykırıdır.

Suçta ve cezada kanunilik ilkesi, Türkiye’nin taraf olduğu Uluslararası Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi’nin 15. Maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 7. Maddesi ile güvence altına alınmıştır. Bu ilke aynı zamanda, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 38. Maddesi ve Türk Ceza Kanunu’nun 2. Maddesi ile de korunmaktadır. Bu ilke gereğince, yasa maddeleri, ilgili kişiler tarafından anlaşılabilir ve öngörülebilir olmalıdır; yani kişiler, hangi fiillerin veya ihmallerin onlara cezai sorumluluk yükleyeceğini ve gerçekleştirilen fiil veya ihmalden ötürü hangi cezanın uygulanacağını öngörebilmelidir.

Caydırıcı etki yaratma tehlikesi taşıyor İnsan hakları örgütleri tarafından belgelendiği üzere, aşırı geniş ifadeler içeren, muğlak yasaların keyfi yorumlanması, Türkiye’de insan hakları savunucuları, gazeteciler, avukatlar ve diğer birçok sivil toplum örgütünü hedef almak ve yargılamak için kullanılmaktadır. Yasa teklifi, yürürlüğe girmesi halinde, Türkiye’de insan hakları savunucuları, gazeteciler, akademisyenler ve sivil toplum örgütleri gibi pek çok grubun meşru faaliyetleri nedeniyle hedef alınmasına ve uluslararası hukuk ve standartlar uyarınca korunan faaliyetlerinin büyük bir bölümünün kriminalize edilmesine zemin hazırlayacaktır. Yasa, sivil toplum üzerinde önemli insan hakları çalışmalarını durdurmaları yönünde de caydırıcı bir etki yaratacak ve potansiyel anlamda faaliyetlerini engelleyecektir. Ayrıca, yasa teklifindeki suçların yargılanması Adalet Bakanı’nın iznine tabi olduğundan yasa teklifi, yürürlüğe girmesi halinde, dava açılıp açılmayacağının belirlenmesinde olası bir siyasi müdahalenin önünü açacaktır. Bakanlık onayı gerekliliği göz önüne alındığında, savcılar ve müfettişler, siyasi muhaliflere ve/veya hükümete karşı çıktığı düşünülen sivil toplum aktörlerine karşı dava açmaları yönünde teşvik edilebilecektir.

Aşağıda imzası bulunan örgütler olarak, Türkiye yetkililerine hem Uluslararası Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınan uluslararası hukuk uyarınca, “ulusal güvenliğin” muğlak veya keyfi kısıtlamalar getirmek için bahane edilemeyeceğini ve ancak yeterli güvenceler ve etkili hukuk yolu mevcut olduğunda konu edilebileceğini hatırlatmaktayız. Siracusa İlkeleri’nde ifade edildiği üzere, insan hakları ihlallerinden sorumlu olan bir devlet, bu tür ihlallere yönelik itirazları bastırmak veya halkına karşı baskıcı uygulamaları devreye sokmak için ulusal güvenliği bir gerekçe olarak öne süremez.

Tüm milletvekillerini bu yasa teklifine ret oyu vermeye çağırıyoruz.

İletişim ve kurum imzası için [email protected] adresine eposta gönderebilirsiniz.


İmzacı Kurumlar
1. 17 Mayıs Derneği   
2. ADO Alevi Düşünce Ocağı Derneği 
3. AĞ-DA Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dayanışma Ağı
4. Ali İsmail Korkmaz Vakfı
5. Altyazı Sinema Derneği
6. Ankara Dayanışma Akademisi
7. Ankara Düşünceye Özgürlük girişimi
8. Ankara Gökkuşağı Aileleri Derneği (GALADER)
9. Başka Bir Okul Mümkün Derneği
10. Batman Barosu
11. Bodrum Kadın Dayanışma Derneği
12. Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST)
13. Çağdaş Gazeteciler Derneği
14. Demokrasi İçin Birlik
15. DEMOS Araştırma Derneği
16. Dersim Barosu
17. DİSK Basın-İş
18. Diyarbakır Barosu
19. Doğal Yaşam Derneği
20. Düşünce Suçu(!?)na Karşı Girişim
21. Edessa Düşünce Derneği
22. Eşit Haklar İçin İzleme Derneği
23. Genç Düşünce Enstitüsü
24. Genç LGBTİ+ Derneği "
25. Gençlik Örgütleri Forumu "
26. Göç Araştırmaları Derneği
27. Göç İzleme Derneği
28. Haber-Sen
29. Hak İnisiyatifi
30. Hakikat Adalet Hafıza Merkezi
31. Hakkari Barosu
32. Havle Kadın Derneği
33. HEVİ LGBTİ+ Derneği 
34. İnsan Hakları Derneği
35. İnsan Hakları Derneği Ankara Şube LGBTİ+ Komisyonu
36. İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi
37. İnsan Hakları Gündemi Derneği
38. İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası
39. İstanbul Trans Onur Haftası
40. İzmir Kadın Dayanışma Derneği
41. Kadın Dayanışma Vakfı
42. Kadın Kültür Sanat Edebiyat Derneği
43. Kadın Zamanı Derneği
44. Kadının İnsan Hakları Derneği
45. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu
46. Kaos GL Derneği
47. Katre Kadın Danışma ve Dayanışma Derneği
48. Kırkayak Kültür
49. Kırmızı Şemsiye Cinsel Sağlık ve İnsan Hakları Derneği
50. KİRPİ Haber
51. Kuşadası Caferli Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği
52. Lambdaistanbul LGBTİ+ Dayanışma Derneği
53. LGBTİ+ Aileleri ve Yakınları Derneği - LİSTAG
54. Lider Kadın Derneği
55. Mardin Barosu
56. Marmaris Halk Meclisi
57. Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği
58. Mekanda Adalet Derneği
59. Merdiven Toplumsal Girişim ve Gelişim Derneği
60. Muamma Lezbiyen Gey Biseksüel Trans İnterseks Artı Eğitim Araştırma ve Dayanışma Derneği
61. Muğla Cevre Platformu
62. Murat Çekiç Derneği
63. Muş Barosu
64. Mültecilerle Dayanışma Derneği (Mülteci-Der)
65. Özgür Renkler Derneği
66. Özgürlük için Hukukçular Derneği
67. P24 Bağımsız Gazetecilik Derneği
68. Romani Godi- Roman Hafıza Çalışmaları Derneği
69. Rosa Kadın Derneği
70. SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği
71. Siirt Barosu
72. Sosyal Politika, Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği
73. Sosyal ve Ekonomik Yaşamda Nitelikli Değişim ve Gelişime Destek Derneği (SenDeGel)
74. Star Kadın Derneği
75. Şanlıurfa Barosu
76. Şırnak Barosu
77. Şiddetsizlik Eğitim ve Araştırma Derneği
78. Tarlabaşı Toplumunu Destekleme Derneği (TTM)
79. Türkiye Gazeteciler Sendikası
80. Türkiye İnsan Hakları Davalarına Destek Projesi
81. Türkiye İnsan Hakları Vakfı
82. Türkiye Sakatlar Derneği
83. Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği
84. Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi
85. Üniversiteli Kuir Araştırmaları ve LGBTİ+ Dayanışma Derneği
86. Van Barosu
87. Velvele
88. Yaşam Bellek Özgürlük Derneği
89. Yaşama Dair Vakıf (YADA)
90. Yeşil Düşünce Derneği
91. Yurttaş Girişimi
92. Yurttaşlık Derneği
93. Yuva Derneği



Joint Statement: Overly broad and vague draft amendment to ‘espionage’ laws threatens civil society and must be withdrawn

We, the undersigned organisations, call on the Turkish authorities to urgently withdraw the new law proposal under espionage laws introduced in the latest legislative package, entitled “Legislative Proposal on Amendments to the Notary Law and Other Laws”1 which if passed would represent a significant threat to the ability of civil society to operate freely within the country. The draft new article which amends the ‘espionage’ legislation in the penal code has been publicly referred to as the 'agent of influence' law. It proposes to criminalize acts that are “against the security or domestic or foreign political interests of the State in line with the strategic interests or instructions of a foreign state or organization.” If introduced, it risks criminalizing the legitimate activities of civil society organizations.

The legislative package proposes to add a new penalty, Article 339/A “Committing offenses against the security or political interests of the state” under the seventh section, "Crimes Against State Secrets and Espionage," of the Turkish Penal Code (Law No. 5237). If passed, it would seriously hamper the protected activities of civil society and result in criminalizing legitimate activities with its overly broad and vague provisions. The proposed legislative package was presented to the Parliamentary Justice Commission on 18 October 2024 and was approved in the Commission on 23 October 2024. It is expected to be voted on in the Turkish Parliament in the coming days.

Criminalizes legitimate civil society activities This proposed law risks criminalizing legitimate activities of civil society organizations, such as the documentation of human rights violations by state or non-state actors and foresees heavy penalties including lengthy prison terms. Furthermore, in the event of the commission of these offenses during “wartime” or in relation to “state’s preparation or its war activities or military operations”, the penalty can be between eight to 12 years imprisonment. If the offenses are committed “by those working in units of strategic importance in terms of national security, as well as institutions and organizations that carry out projects, facilities and services,” the penalty to be imposed shall be increased by one-fold.

Overly broad and vague, open to abuse We are concerned that the proposed law, as it stands, fails to set out clear criteria for what specific acts constitute a criminal offence without adequate safeguards or effective remedies against potential abuses of the law. The use of concepts in the proposed article, such as “strategic interests,” “instructions,” “organization,” and “domestic or foreign political interests of the State” are overly broad and vague. Ill-defined or overly broad laws can be open to arbitrary application and abuse, thus risk being instrumentalized to target people that the state authorities consider dissenting or criminalize the legitimate activities of civil society organizations, such as those documenting human rights violations in the country. If the proposed provision is adopted, the rights to freedom of expression of all, including seeking and receiving information of civil society organisations, journalists, human rights defenders and many others would be also at risk of being violated.

The proposed article’s (TCK 339/A) first paragraph states,
“provided that they do not constitute the crimes regulated in this section [section seven], those who commit a crime against the security or domestic or foreign political interests of the State in line with the strategic interests or instructions of a foreign state or organization shall be sentenced to imprisonment from three to seven years. The perpetrator shall be sentenced separately both on this offence and the related one.” The reasoning of the proposed article states that by creating a new offence of ‘committing a crime for the purpose of espionage’, it aims to ‘make the fight against espionage more effective’. Section seven (Articles 326 - 339) of the Turkish Penal Code currently include provisions criminalizing acts, such as obtaining, destroying or disclosing documents and/or classified information related to national security, and political or military espionage. Heavier sentences that range from minimum three years to aggravated life imprisonment are to be imposed, if such acts are committed during wartime or if it jeopardises the state’s war preparations or military actions.

The reasoning of the proposed article states that Article 339/A aims to penalize activities carried out in the context of wide range of areas, such as “economic, financial, military, national defense, public health, public security, public order, technological, cultural, transportation, communication, cyber space, critical infrastructures and energy interests of the state.” The reasoning also adds that the person who commits such acts must be acting in line with the strategic interests or instructions of a foreign state or organization, including organizations that are not under the jurisdiction of a foreign state.

Violates the principle of legal certainty and foreseeability The proposed article is in violation of international human rights law and standards as well as Türkiye's Constitution and national laws as it violates the principle of legality which includes the principle of foreseeability, a fundamental concept of criminal law.

The principle of legality is guaranteed under Article 15 of the International Covenant on Civil and Political Rights and Article 7 of the European Convention on Human Rights, to which Türkiye is a party. It is also protected under Article 38 of the Constitution of the Republic of Türkiye and Article 2 of the Turkish Penal Code. According to the principle of legality, articles of law must be understandable and predictable by the relevant people; individuals must be able to foresee which acts or omissions will make them criminally liable and what punishment will be applied for the act or omission committed.

Threatens to create a chilling effect As documented by human rights organizations, arbitrary interpretation of broadly worded, vague laws are used to target and prosecute human rights defenders, journalists, lawyers and many other civil society organizations in Türkiye. If the proposed law is adopted, it would pave the way for many groups in Türkiye, such as human rights defenders, journalists, academics and civil society organizations, to be targeted based on their legitimate activities and to criminalize many of the activities they undertake that are protected under international human rights law and standards. The law would also create a chilling effect on civil society organizations’ important human rights work, and potentially impede their activities. Furthermore, as prosecution of the offences in the proposed law is subject to permission of the Minister of Justice, the law proposal if adopted allow for possible political meddling in the determination of whether prosecutions are brought. Given the requirement of ministerial approval, prosecutors and investigators could be incentivised to bring cases against political opponents and/or civil society actors perceived to be challenging the government.

The undersigned organisations also remind Turkish authorities that in accordance with international law as enshrined in both the International Covenant on Civil and Political Rights, and European Convention on Human Rights, “national security” cannot be used as a pretext for imposing vague or arbitrary limitations and may only be invoked when there is adequate safeguards and effective remedies. As stated in the Siracusa Principles , a state responsible for human rights violations cannot invoke national security as a justification to suppress opposition to such violations or as a justification for perpetrating repressive practices against its population.

The undersigned organisations call on all MPs to vote against this bill.

1. About Life Foundation (YADA)
2. AG-DA Gender Equality Solidarity Network
3. Alevi Thought Foundation Association
4. Ali İsmail Korkmaz Foundation
5. Altyazı Cinema Association
6. Amnesty International Türkiye
7. Ankara Initiative for Freedom of Thought
8. Ankara Solidarity Academy
9. Another School is Possible Association
10. Association for Migration Research
11. Association for Monitoring Equal Rights
12. Association for Solidarity with Refugees 
13. Batman Bar Association
14. Bodrum Women’s Solidarity Association
15. Center for Spatial Justice
16. Citizen’s Initiative
17. Citizens’ Assembly
18. DEMOS Research Association
19. Dersim Bar Association
20. Diyarbakır Bar Association
21. Edessa Thınkıng Assocıatıon
22. Families of LGBTs in İstanbul - LİSTAG
23. Flying Broom Women's Communication and Research Association
24. Free Colors Association
25. GALADER-Ankara Rainbow Families Association
26. Green Thought Association
27. Hakkari Bar Association
28. Havle Women's Association
29. HEVİ LGBTI+ Association
30. Human Rights Agenda Association
31. Human Rights Association
32. Human Rights Association Ankara Branch LGBTI+ Commission
33. Human Rights Association Istanbul Branch
34. Human Rights Foundation of Türkiye
35. Initiative for Freedom of Expression - Turkey
36. Izmir Women’s Solidarity Association
37. Kaos GL Association
38. Katre Women's Counceling and Solidarity Association
39. KIRPI News
40. Kirkayak Culture
41. Kuşadası Caferli Beautification and Solidarity Association
42. Lambdaistanbul LGBT Solidarity Association
43. Lawyers for Freedom Association
44. Leader Women Association
45. Life Memory Freedom Association
46. Mardin Bar Association
47. Marmaris Public Assembly
48. May 17 Association
49. Media and Law Studies Association
50. Merdiven Social Initiative and Development Association
51. Migration Monitoring Association
52. Muamma LGBTI+ Education Research and Solidarity Association
53. Muğla Environment Platform
54. Murat Çekiç Association
55. Muş Bar Association
56. Natural Life Association
57. Nonviolence Education and Research Center
58. P24 Independent Journalism Platform
59. Press, Publishing, Communication, and Postal Workers' Union
60. Pride Istanbul
61. Progressive Journalists Association
62. Red Umbrella Sexual Health and Human Rights Association
63. Rights Initiative Association
64. Romani Godi - Association for Roma Memory Studies
65. Rosa Women's Association
66. SES Equality and Solidarity Association
67. Siirt Bar Association
68. Social Policy, Gender Identity and Sexual Orientation Studies Association
69. Star Women Association
70. Support for Improvement in Social and Economic Living Association
71. Şanlıurfa Bar Association
72. Şırnak Bar Association
73. Tarlabaşı Community Support Association
74. The Civil Society in the Penal System Association
75. The Confederation of Public Employees' Trade Unions
76. Trans Pride Istanbul
77. Truth Justice Memory Center
78. Turkish Handicap Association
79. Türkiye Human Rights Litigation Support Project
80. Türkiye Journalists' Union
81. Türkiye Press, Publishing, and Printing Employees' Union
82. Union for Democracy
83. University Queer Studies and LGBTI+ Solidarity Association
84. Van Bar Association
85. Velvele
86. Women for Women’s Human Rights Association
87. Women’s Culture, Arts, and Literature Association
88. Women’s Solidarity Foundation
89. Women's Time Association
90. Young LGBTI+ Association
91. Young Thought Institute
92. Youth Organizations Forum
93. Yuva Association